7 Ekim 2012 Pazar

Nefessiz Bırakıyorsun beni ülkem


Bir savaş ağıtı yakıyor yüreğim üç gündür. Aslında var olan bir ağıtın sesleri yükseliyor. Daha yakından geliyor. Türkiye’den... 30 yıldır yaşananlar da bir savaş ya biz savaş diye nitelendirmesek de. Ama yaşadığım ülkede savaş diye nitelendiriliyor şu sıralar olaylar. Yaşadığım mı? Kaçıp gidesim geliyor. Ama Türkiye’den başka bir ülkeye değil. Dünya’dan kaçıp gidesim geliyor.

Kalbimde ve içimde duyduğum ilahi aşk duygusu savaş-barış zıtlığıyla iki uca çekiliyor. Aynı gergin bir tel gibi içimi acıtıyor. Müzik öğretmenimiz Bay Derya bir öğrenci gitarının telini değiştiriyor öğretmenler odasında. Acaba söylesem benim gerilen bu telimi değiştirir mi?

İnsanların kulaklarına bal mumu dökülmüş gibi. Savaşın ağıtını, ölen insanların çığlıklarını duyuyorlar mı acaba? Günlük koşuşturmacalar devam. Okulda müfettişler toplantı yapıyor. Uğultu gibi sesleri. Pek de anlamıyorum ne dediklerini. Veli- aile-öğretmen- tüketim-üretim kelimeleri geçiyor. İçimde, ise dönen kapitalist sistem çarklarının ve silah tüccarlarının çığırtkan sesleri yankılanıyor. Tezkere görüşülüyor mecliste.

Perşembe günü Yoga Şala’da vereceğim ilk yoga dersim. Hazırladığım dersim kalp çarka ile ilgili. Niyetim ise kalbimizden akan şefkate ve gerçeğe güvenmek, onu çoğaltmak, paylaşmak. Ama kalbimin telleri bu kadar gerginken, garip bir ruh hali ile gidiyorum derse. Oysa ilk dersim ya, heyecanlı olmam gerekiyor. Ama dedim ya savaş kalbimin akordunu bozdu diye. Duygularım bozuk.  Her şey bir yalan geliyor.

Perşembe okulda nöbetçiyim. Öğrencilerin kendi aralarındaki muhabbetlerini dinliyorum, gözlemliyorum. Savaşı bilgisayar oyunu gibi görüyorlar. Eğer kazanan olmak istiyorsan bir an önce harekete geç! Birbirinden yeni ve macera dolu tüm savaş oyunları burada seni bekliyor!

“Örtmenim onlar Türkiye’den 5 kişiyi vurdu bizde onların 34 kişisini vurduk. Türkiye daha güçlü örtmenim”.

Bir insan öldürmenin ne demek olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Türkiye’li öldürmek ya da Suriye’li öldürmek diye bir şeyin olmadığını. İnsan öldürmenin dehşetini, vahşetini anlatmaya çalışıyorum. Ama bilgisayar oyunları sayesinde şiddet kodları o kadar açılmış ki beyinlerinin. Öldürmek zevk veriyor bahsederken onlara. Medyada zaten oyun gibi aktarmıyor mu her şeyi. En heyecanlı savaş oyunlarını bu bölümde oynayabilirsiniz. Rakiplerinizle amansız mücadelelere gireceğiniz savaş oyunları ülkemizde sizleri bekliyor.
“Suriye’nin top mermisiyle Akçakale’de 5 Türk vatandaşı ölüyor. Türkiye’de misillemede bulunarak Suriye’deki hedefleri vuruyor. Türkiye’nin ateşi sonucu 34 Suriye’li asker ölüyor”.
5 Türk-34 Suriye’li.

“Halep kentinde, Suriye ordusu ile Özgür Suriye ordusu arasında çatışmalar yoğunlaşıyor. 31 kişi hayatını kaybediyor”.
 31 kişi.

Ölen insanlar, verilen zararlar sadece sayısal verilerden mi ibaret?


Nereden saldırı gelirse susturulacak diyen bir dış işleri bakanı, bize top atana biz gül atamayız diyen bilmem ne partisinin lideri, savaşa uzak değiliz diyen bir başbakan…

Offf..hh

Nefessiz bırakıyorsun beni ülkem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder